Ana Sayfa Hakkımızda İletişim Ziyaretçi Defteri Resim Galerisi Kuran-ı Kerim Hadis-i Şerif Nasheed (Ezgiler) Davetci Hatipler Ebu Hanzala Ebu Muhammed Murat Gezenler Ahmed Kalkan Videolar Davet Videoları Siyer ve İslam Tarihi

Arkadaşlarına dikkat et
Bu Ramazanımız farklı olsun
Ey Ramazana erişen
Her geceyi kadir bil!
Orucu kasten terk edenlere
Orucun faydaları
Orucun şartları
Ramazan 'arınma' ayıdır
Ramazan 'cömertlik' ayıdır
Ramazan 'kuran' ayıdır
Ramazan 'sabır' ayıdır
Ramazan 'takva' ayıdır
Ramazanda neler yapabiliriz
Ramazanın fazileti
Selefin orucundan bir demet
İftar ve sahur notları
Buluşma yerimiz cennettir!
Dr. Ebu Şadî
Günahların kötü neticeleri
Dr. Ebu Şâdi
İzzet Allah yanındadır.
Kim izzet ve güç kazanmak istiyorsa Allah'la olan irtibatını arttırsın
Taliban gerçeği
Taliban Gerçekleri
Sıcak konular ve zor sorular
Faziletli Şeyh / Halid bin Abdurrahman el Huseynan - Sıcak Konular ve Zor Sorular

Ana Sayfa



Tevhid Dersleri I Kitabut-tevhid I Tefsir I Hadis I Faydalı bilgiler

duaya davet

DUA’YA DAVET



Ayrılmış düşman kalpleri birleştiren, bizleri dağınıkken bir araya getiren ve ateş çurukunun eteğinde iken, düşmekten kurtaran, Allaha hamdolsun. Gelişiyle akan kardeş kanına son verdiren, kan davasından, kavmiyetçilikten, husumetten insanları aydınlığa, kurtuluşa, kardeş olmaya davet eden, bir araya getiren Rasülüne selat ve selam olsun.

Olaylar karşısında başlarına gelen musibetlere karşı sabreden, dağılmayan, peygamberi rehber, kur’an-ı hakem kılan, eliyle ve diliyle kardeşinin selamette kaldığı mü’minlere de selam olsun.

Degerli muvahhid, mücahid kardeşlerim, sizlere ardı ardına gelen ayetleri sıralıyarak birlik ve beraberliğimiz için Kur’ana davet çağrısında bulunmuyacağım. Çünkü bu hususta tarihin, zaman zaman tekerrür etmesinden, dolayı yaşanılanlardan ve bu son yaşadığımız olayların sebeplerine kadar kısa anekdotlar halinde “islam dünyası” dergisinin bu ayki sayısında “Ey iman edenler birlik olun! Yoksa gücünüz elden gider” başlıklı, acizane bir makale kaleme aldım.

“Bu yazdıklarım ise bir makale değil, Allah ve Rasulü adına müminler olarak geçtigimiz bu zor süreçten çıkış kapısı olarak gördüğüm vicdan sahibi, iman ehli, bedel ödemiş, ödememiş her mü’mini, aklı selim düşünmeye ve duaya davet etmektir.”

Son bir aya yakın bir zamandır mücahidler arasında yaşanan olumsuzluklar üzerine, eline kalemi alan ehil olsun, olmasın bir çok insan kalemini kardeş kanına buladı maalesef. Herkes birşeyler yazdı, konuştu. Bu olayların dış mihraklar tarafından aramıza sokulan komplonun bir parçası olduğu yazıldı, düşünüldü, kabul gördü ama, kimsenin bu olayların gidişatı üzerinde gelişen süreci daha fazla çıkmaza sürüklememek için elinden geleni yapmak bir yana ya hiç aklına gelmedi veya baruta körükle yaklaştı. Emir Selahaddin Çeçen’in de dedigi gibi “Olayların nasıl başladığını kimin sorumlu olduğunu anlamak için ne kadar çabalarsanız, o kadar karışıklıklar ortaya çıkıyor. Ve tüm kesimler ortak bir şeriat mahkemesine sahip olmadığı için, gerçeği bilmek zor oluyor.”

Hal böyleyken, Basında çıkan her habere inanır olduk. Klavye mücahidliği yapmak daha kolay geldi. Kardeşlerinizin malları, canları, ırzları üzerine konuşmak da öyle. İlginç olan, birinci Afgan cihadında bu fitnelerin bir benzerine şahid olan kardeşler dahi bu gidişata öyle kapıldılar ki, belki hayatında bir defa cihada çıkmamış, cihadın ne olduğunu bilmeyen çoluk, çocukla islamın hükmü üzerinde kafadan sallama fetvalara ortak oldular. Müslüman olmanın bir ayrıcalık oldugunu unutarak, Facebook ortamında ağıza alınmıyacak hakaretlerden tutun da, kardeşinin katline ferman biçeçek kadar taraflı, karalayıcı yorumlara katıldılar.

Ahirette, başımıza gelecekleri düşünmeden yazdık. Parmaklarımızın, kalemlerimizin, kışkırtmacı yazdıklarından dolayı körüklediğimiz fitne ateşinin çıkardığı kıvılcımların etrafa yayılmasına ve yakmasına sebep olduğumuzu düşünmeden. Hatta o kadar ileri gittik ki haklarına girdiğimiz ve buna sebep oldugumuz için haksız yere öldürülen kardeşlerimizin yarın ruz-i mahşerde kanlı gömleği ile bizi Rabbimize şikayet edeceğini, dahi unuttuk ve yazdık, çizdik, konuştuk, yorum yaptık. Buna alimlerimiz de dahil oldu malesef. İtidal çağrıları yapmak, kalpleri fethetmek yerine, Allah ve Rasulünün sözlerinden örnekler gösteterek bu fitneye ortak oldular. Oysa bu onlar için de, diğer müminler için de büyük bir imtihandı. Her konuda ahkam kesen alimlerimizin az bir kısmı hariç büyük çoğunluğu ise, hiç bir açıklama yapmadan bu katliama sessiz ve hatta seyirci kaldılar. Yerlerini ehil olmayan insanlara bıraktılar. İlimden yoksun insanlar söz sahibi oldu. Ortalığı münafıklar, müşrikler, fasıklar, bel’amlar sardı.

Kardeşlerim! bu fitnenin aylar öncesinden yapılan hazırlığını nasıl olur da görmezsiniz? Basiretlerinize ne oldu? Tarih boyunca bizi cephede alt edemeyen kafirler, ya masada, ya da aramıza soktukları ihtilaflarla alt etmeye çalıştılar. Vallahi bu iş cihadın dünyaya hızla yayılmasından rahatsızlık duyanların, Şam’ın düşmesinden endişe edenlerin işidir. ABD, Çin, Rusya, İsrail, Hizbullah, iç ve dış mihrakların işidir. Aynı anda çıkan bir çok olaya bakın. Birileri tarafından düğmeye basılması ile ard arda müslümanlar üzerinde çeşitli oyunlar oynanmaya başladı. Hedef, müslümanları bir birine düşürerek özellikle cephede cihad eden mücahitleri ihtilafa düşürerek yeryüzündeki cihadi yapılanmaları bitirmektir.

Şamda bu olaylar yaşanırken, Türkiyede ve dış dünyada müslümanlar üzerine acımasızca saldırılar, tutuklamalar başladı. Neden? Çünkü düşmanın en zayıf olduğu an kendi içinde ihtilafın yoğun olduğu zamandır. Dünya müstekbirleri de bunu yapıyorlar.

Ey kardeşlerim, dünya müstekbirleri iş birliği yaparcasına bizlere saldırırken size ne oluyorda kardeşlerinizle olan ihtilafı gidermek veya durdurmak yerine bir kıvılcım da bizden dercesine, olayları daha da körüklüyor, oyuna geliyorsunuz? Bu durum, elbetteki sadece Allah düşmalarının işine yarıyor. Abluka altında olan kardeşlerinizin daha fazla katledilmesine yarıyor. Açlıkla, soğukla mücadele eden, tek umudu sizler olan garibanları, muhacirleri ise derinden üzüyor, ölüme terkedilmelerine sebep oluyor. Bu fitne ateşi daha kimleri üzüyor? Elbetteki cihad edenleri destekleyen Ensar’ı, bedel ödemiş garibanları, eşlerini, oğullarını bu davaya kurban vermiş bacılarımızı, analarımızı, babasız kalmış yetimlerimizi, savunmasız ve çaresiz müminleri.

Bizim için yetişmiş bir mücahid, bir ordu demektir, bir ümmet demektir. Yetişmiş mücahid kardeşlerimzin değerini bilmeyenler bu fitnenin çomakcısıdır. Bir insan yetiştirmenin zorluğunu davetçilerimiz bilirler.

Sizlerin yeryüzünden silinmesini isteyen müstekbirler, fırsatçılar dünyanın dört bir yanındaki müslümanlara daha çok zulmedecekler. Daha çok katliamlar yaşanacak, yetim ve dul sayımız daha çok artacak. Daha çok topraklarımız istila edilecek, daha çok esirlerimiz olacak.

Mazlumların umuduna üflemeyin, söndürmeyin o umudu, garibanların beklentilerini boşa çıkarmayın, ümmetin umudu olduğunuzu unutmayın, kardeş olun. Kardeşlerinizin, müslümanların, mustaz’afların sizlere ihtiyacı olduğunu asla unutmayın. Allah rızası için, Rasulullah (sav) için aranızdaki bu ihtilafa bir son verin. Mazlumların beddualarına muhatab olmayın. Gülmeyen yüzlerimizi Allahın izni ile güldürün. Ellerinizi, dillerinizi daha fazla kardeş kanına bulamayın. Allah yolunda çektiğiniz onca meşakkati boşa çıkarmayın. Cennet uğruna çıktığınız yolda Allah muhafaza sonu cehennem olan bir yola girmeyin. Kuranı aranızda hakem kılın. Şehid olan kardeşlerin diyetini şer’i mahkemelerden çıkacak hükümle aranızda halledin. Bizlerde sizler için dualarımızı artıralım. Rabbim ayaklarımızı bu din üzere sabit kılsın. Rabbim birlik, beraberlik ve istikamet nasip etsin.

Değerli kardeşlerim, aramızdaki bu ihtilafın giderilmesi için “kazayı degiştirecek dua”ya sarılalım. Mümkünse bu geceden itibaren gece saat üçte toplu olarak kıyam edeceğimiz saat olsun. Eller Rabbımızın rısası için açılsın, boyunlar yine onun rızası için bükülsün. Başımıza gelen felaketleri gözyaşlarımızla, dualarımızla def etmenin yoluna bakalım. Dua’ya duralım, kıyama duralım Allahın huzurunda. Hiç değilse bunu yapalım. Kardeşlerimiz için bu zamana kadar yapamadığımız vefa borcunu bu şekilde ödeyelim. Gereksiz konuşmalarımızdan, gereksiz çekişmelerimizden ve yazışmalarımızdan dolayı da çok merhametli olan Rabbımızdan mağfiret dileyelim. Allah günahları affeden, çokca bağışlayandır.

Selam ve Dua ile...



Ayşe ŞİMŞEK







İslamda aile hukuku, eşler arası anlaşmazlıklara çözüm önerileri
İslam'da aile hayatı
Teyemmüm, hayız ve nifas la ilgili fıkhi hükümler.
Hayız ve Nifas
Hanım Sahabeler
Hanım Sahabeler
Hayatus Sahabe
Hayatus Sahabe
Öğüt alan var mı?
Öğüt alan var mı?
Peygamberimizin Mucizeleri
(s.a.v.)'in Mucizeleri
Peygamberimizin Mucizeleri
Esma'ul Hüsna
Kabe'den Canlı Yayın
Kabe'den Canlı
Canlı Radyo Dinle
Online Radyo Dinle
Kendimi Tanıyorum
Kendimi Tanıyorum
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol