Ana Sayfa Hakkımızda İletişim Ziyaretçi Defteri Resim Galerisi Kuran-ı Kerim Hadis-i Şerif Nasheed (Ezgiler) Davetci Hatipler Ebu Hanzala Ebu Muhammed Murat Gezenler Ahmed Kalkan Videolar Davet Videoları Siyer ve İslam Tarihi

Arkadaşlarına dikkat et
Bu Ramazanımız farklı olsun
Ey Ramazana erişen
Her geceyi kadir bil!
Orucu kasten terk edenlere
Orucun faydaları
Orucun şartları
Ramazan 'arınma' ayıdır
Ramazan 'cömertlik' ayıdır
Ramazan 'kuran' ayıdır
Ramazan 'sabır' ayıdır
Ramazan 'takva' ayıdır
Ramazanda neler yapabiliriz
Ramazanın fazileti
Selefin orucundan bir demet
İftar ve sahur notları
Buluşma yerimiz cennettir!
Dr. Ebu Şadî
Günahların kötü neticeleri
Dr. Ebu Şâdi
İzzet Allah yanındadır.
Kim izzet ve güç kazanmak istiyorsa Allah'la olan irtibatını arttırsın
Taliban gerçeği
Taliban Gerçekleri
Sıcak konular ve zor sorular
Faziletli Şeyh / Halid bin Abdurrahman el Huseynan - Sıcak Konular ve Zor Sorular

Ana Sayfa



Tevhid Dersleri I Kitabut-tevhid I Tefsir I Hadis I Faydalı bilgiler

iktibas03

Aşağılık maymunlar!


Kendilerine edilen yasakları aşınca, onlara: 'Aşağılık birer maymun olun' dedik." (7 Araf, 166)

Onlara hor, hakir, aşağılık maymunlar olun dedik. Evet Allah bu zâlimlere maymunlar olun buyurmuş ve onlar da maymunlar olmuşlar.

Tabii maymunun aslında hayvan olarak bir aşağılığı ve sorumluluğu yoktur. Ama insan oldukları halde maymun olan bu insanlar aşağının aşağısı haline getirilmişlerdir. Zaten aslında yaşantıları itibariyle, hayatları, hayat tarzları itibariyle bu adamların fıtratları bozulmuş, zaten hayvanlaşmış, maymunlaşmış kimselerdi. Allah'ın yasalarını çiğneyerek, Allah'ın sistemine bedel getirerek, Allah'ın dinine alternatif getirerek, başkalarının yasalarını uygulayarak zaten karakterleri bozulmuş kimselerdi bunlar. Dünya milletleri gözünde böylece küçülen Yahudi asıllı Darvin de galiba bu aşağılık duygusundan kurtulabilmek için sadece biz mi maymun olacağız? Bu iş tarihte sadece bizimle mi ilgili olacak? Hep biz mi horlanacağız? demiş ve tüm insanlığı aynı duruma düşürüp kendilerini kurtarabilmek için tüm insanlığın maymundan geldiği tezini ortaya atıvermiş.

Tıpkı cehenneme yalnız gitmeyi göze alamayan İblisin yanına arkadaşlar bulmak için insanları saptırma çabası içine girdiği gibi Darvin de bu maymun olma işini tüm insanlığa mal edivermiş. Bizim beyinsizler de mal bulmuş mağribî gibi onun bu saçmalığına sahip çıkıvermişler.

“Rabbin, kıyâmet gününe kadar, onları, kötü azaba uğratacak kimseleri üzerlerine göndereceğini bildirmişti. Doğrusu Rabbin, cezayı çabuk verir. Doğrusu O ba-ğışlar ve merhamet eder.” (7 Araf, 167)

Evet, Allah yasalarını tanımaya, onlarla hayatlarını düzenlemeye yanaşmayan insanlara kıyâmete kadar Rabbimiz kendilerine azapların en kötüsünü tattıracak kimseleri musallat edeceğini, kıyâmete kadar onların üzerlerine bu tip insanları göndereceğini haber veriyor. Allah'la çatışmaya giren insanlar kim olurlarsa olsunlar, ne olurlarsa olsunlar, ister Yahudi olsunlar, ister Hristiyan, isterse Müslüman olsunlar fark etmez aynı duruma düşmüş insanlara Rabbimiz azabın en kötüsünü reva görecek kimseleri musallat edecektir. Onlara zulmedecek, onları ezecek, onlara haddini bildirecek, onların burunlarını sürtecek kimseler gönderecektir Rabbimiz.

İşte bu Yahudilerin tarihleri gözümüzün önündedir. Hz. Süleyman ve Dâvûd (a.s.)' dan sonra hemen hemen tüm tarihleri yıkımla geçmiştir. Tarihin her bir döneminde bunların üzerlerine bu acı azabın insanlar eliyle geldiği görülmekte. Bu adamlar önce İsrâil oğulları, Yakup çocukları olma özelliklerini kaybetmişler, Allah'ın şerefli kulları olma şerefini yitirmişler. Her bir dönemde Allah da onların başlarına birilerini musallat etmiş ve sürekli aşağılanmaya ve rezil bir hayat yaşamaya mahkum etmiştir onları. Bazen Müslümanlar eliyle Rabbimiz onlar üzerinde bu yasayı gerçekleştirmiş, bazen de başkaları eliyle bu yasanın onlar üzerinde gerçekleşmesini sağlamıştır.

Her asırda bunlara ayrı bir devleti musallat etmiş, kimi zaman kılıçtan geçirilmişler, kimi zaman sürgüne maruz kalmışlar, kimi zaman zillet ve meskeneti yudumlamışlar. Bir dönem Buh-tunnasırı, bir dönem Babil kralını, başka bir dönem Romalıları, başka bir dönem İran'ı onlara musallat etmiş tarih boyunca hiç bir zaman rahat bir nefes alma imkânı bulamamışlardır.

Şu anda da başka bir belâyı bekliyorlar ve asla oturdukları yerlerde rahat değiller. Güya Filistin'de galip gibi görünseler de iğneli döşeklerde yatıp kalmaktadırlar. Evlerinin altı köstebek yuvası gibi dehlizlerle doludur. Günün birinde kanlarını emdikleri, kemiklerini kırdıkları insanlar üzerlerine yürüyecek de kaçacağız diye uyku durak bilmeden bir hayat yaşamak zorunda kalacaklar. Elbette Allah'la çatış-ma içine giren bir toplumun âkıbeti böyle olacaktı. Bakın Rab-bimiz En'âm Sûresi'nde de şöyle buyuruyordu:

“Bunun gibi, her kasa-banın bir takım ileri gelenlerini orada hile yapan suçlular kıldık. Oysa yalnız kendilerine hile yaparlar da farkına varmazlar.”(6 En'âm, 123)

Evet, Allah böyle insanlardan intikamını alacak zâlimleri onlara musallat eder. İşte tıpkı İsrâil oğulları gibi, hayatlarından Allah'ın sistemini kovup başkalarının yasalarını uygulayan şu bizim toplumun derbederliğinin sebebi de budur.

Yahudilerin durumu budur. Tarihte kendilerine pek çok peygamberler gönderilmiş, pek çok kitaplar gönderilmişti. Allah'ın hak kitapları Tevrat, Zebur ve İncil hep bu topluma gönderilmişti. Allah ısrarla her bir dönemde kendilerini sürekli uyarmıştı. Ama bu toplum peygamber bilgisine, vahiy bilgisine, kitap bilgisine sahip oldukları halde kendilerine gönderilmiş kitapları hep arkalarına atmış, Allah'ı unutmuş, Allah'ın gönderdiği peygamberleri yalanlamış veya şehid etmiş hep böyle bir karakter sergilemişlerdi.

Ellerinde kitapları olmasına rağmen kitapla ilgisiz bir hayat yaşamayı yeğlediklerinden dolayı, karakterlerinin bozukluğundan ötürü, bilhassa kölelik psikozuna düşmeleri sebebiyle hayatları boyunca böyle rezil, zelil ve köle bir hayat yaşamak bunların vazgeçilmez kaderleri olmuştu.

Burada hemen bu sünnetullahtan hareketle şunu söylemek isterim: Hemen hemen bugün tıpkı İsrâil oğullarının karakterini sergileyen İslâm ümmeti de ellerinde Allah'ın kendilerine gönderdiği Kur'an olduğu halde, önlerinde şanlı bir Nebînin hayat düsturları durduğu halde kitabı ve peygamberlerini bir tarafa bırakıp şeytanların uydurduğu sihirlere, demokrasi gibi beşerî sistemlere bel bağlayıp onunla uyuşturabilmek için de kitaplarını kendilerine göre yorumlama bedbahtlığına düşen, peygamberin yolunu, sünnetini öldürerek, onun günlük hayattaki örnekliliğini bitirerek, onunla ilgilenmeyerek ilgisizlikleri sebebiyle peygamberlerini öldüren bugünkü İslâm ümmetinin de aynen onların durumuna düşeceğini, düştüğünü anlatıyor Rabbimiz bu âyetlerinde.

İşte İsrâil oğulları ve işte İsmail oğulları. Ne farkımız kalmış bunlardan? Onlar kitaplarını arkalarına atmışlar, onlar peygamberle ilgilenmemişler, hayat programlarını kitaba peygambere sormamışlar, kitaba ve peygambere rağmen farklı bir hayat yaşamışlar ve sonunda rezil bir hayatın adamı olmuşlar. Kitabım Kur'an, peygamberim Hz. Muhammed (s.a.v.) diyen İslâm ümmeti de eğer bugün kitabı ve peygamberi tanımadan bir hayat yaşamaya devam ederse onların da aynı âkıbete düşmeleri kaçınılmazdır.



Ali Küçük : Ribat Dergisi







İslamda aile hukuku, eşler arası anlaşmazlıklara çözüm önerileri
İslam'da aile hayatı
Teyemmüm, hayız ve nifas la ilgili fıkhi hükümler.
Hayız ve Nifas
Hanım Sahabeler
Hanım Sahabeler
Hayatus Sahabe
Hayatus Sahabe
Öğüt alan var mı?
Öğüt alan var mı?
Peygamberimizin Mucizeleri
(s.a.v.)'in Mucizeleri
Peygamberimizin Mucizeleri
Esma'ul Hüsna
Kabe'den Canlı Yayın
Kabe'den Canlı
Canlı Radyo Dinle
Online Radyo Dinle
Kendimi Tanıyorum
Kendimi Tanıyorum
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol