Ana Sayfa Hakkımızda İletişim Ziyaretçi Defteri Resim Galerisi Kuran-ı Kerim Hadis-i Şerif Nasheed (Ezgiler) Davetci Hatipler Ebu Hanzala Ebu Muhammed Murat Gezenler Ahmed Kalkan Videolar Davet Videoları Siyer ve İslam Tarihi

Arkadaşlarına dikkat et
Bu Ramazanımız farklı olsun
Ey Ramazana erişen
Her geceyi kadir bil!
Orucu kasten terk edenlere
Orucun faydaları
Orucun şartları
Ramazan 'arınma' ayıdır
Ramazan 'cömertlik' ayıdır
Ramazan 'kuran' ayıdır
Ramazan 'sabır' ayıdır
Ramazan 'takva' ayıdır
Ramazanda neler yapabiliriz
Ramazanın fazileti
Selefin orucundan bir demet
İftar ve sahur notları
Buluşma yerimiz cennettir!
Dr. Ebu Şadî
Günahların kötü neticeleri
Dr. Ebu Şâdi
İzzet Allah yanındadır.
Kim izzet ve güç kazanmak istiyorsa Allah'la olan irtibatını arttırsın
Taliban gerçeği
Taliban Gerçekleri
Sıcak konular ve zor sorular
Faziletli Şeyh / Halid bin Abdurrahman el Huseynan - Sıcak Konular ve Zor Sorular

Ana Sayfa



Tevhid Dersleri I Kitabut-tevhid I Tefsir I Hadis I Faydalı bilgiler

Kavaidul-Erbaa

القواعد الأربعة
DÖRT KAİDE



Kavaidul Erbaa Şerhi - indir

Kavaidul Erbaa Risalesi Arapça



Kavaidul Erbaa Risalesi Türkçe


Şeyhulislam Muhammed bin Abdilvehhab (rh.a) diyor ki:

Büyük arşın Kerim Rabbi olan Allah’tan isteğim şudur ki; dünya ve ahirette seni korusun. Nerde olursan ol, o seni mübarek kılsın. Seni verildiğinde şükreden, musibet anında sabreden günah işlediği zaman da tevbe, istiğfar eden kullarından eylesin. İşte bu üç şey dünya ve ahiret saadetinin adresidir.

Allah seni itaatine muvaffak kılsın, bil ki; Muhakkak ki İbrahim (a.s)'in milleti olan hanifiyye (haniflik), dini bir olan Allah’a halis kılıp yalnızca ona ibadet etmektir. [Allah bütün insanlara bunu emretmiş ve onları bunun için yaratmıştır.] Allah (c.c) Şöyle buyuruyor:

{وَمَا خَلَقْتُ الْجِنَّ وَالأِنْسَ إِلاَّ لِيَعْبُدُونِ}

“Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk (ibadet) etsinler diye yarattım.” (Zariyat–56)

Allah, seni kendisine ibadet için yarattığını öğrendiysen bil ki; Bir ibadetin, ibadet adını alabilmesi için, mutlaka Tevhidle birlikte olması gerekir. Nasıl ki taharetsiz (abdestsiz) kılınan bir namaz namaz olarak isimlendirilemezse tevhidsiz ibadet de ibadet olarak isimlendirilemez. Abdesti bozulan kimsenin tahareti geçerli olmayacağı gibi içine şirk karışan bir ibadet de geçerli olmaz. Allahu teala'nın şu kavlinde olduğu gibi;

{مَا كَانَ لِلْمُشْرِكِينَ أَنْ يَعْمُرُوا مَسَاجِدَ اللَّهِ شَاهِدِينَ عَلَى أَنْفُسِهِمْ بِالْكُفْرِ أُولَئِكَ حَبِطَتْ أَعْمَالُهُمْ وَفِي النَّارِ هُمْ خَالِدُونَ}

"Müşriklerin, kendi küfürlerine kendileri şahid iken, Allah’ın mescidlerini imar etme hakları yoktur. İşte bunlar yaptıkları boşa gitmiş olanlardır ve bunlar ateşte ebedi kalacaklardır" (Tevbe: 17)

Şirkin ibadete karıştığı zaman bozduğunu ve ameli boşa çıkarttığını ve sahibini ebedi cehenneme düşürdüğünü öğrendiysen, sana düşen en önemli vazifenin bunu öğrenmek olduğunu bilmiş oldun. Allah’tan isteğim, seni bu tuzaktan yani şirke bulaşmaktan korumasıdır. Bu hususta Yüce Allah şöyle buyuruyor:

{إِنَّ اللّهَ لاَ يَغْفِرُ أَن يُشْرَكَ بِهِ وَيَغْفِرُ مَا دُونَ ذَلِكَ لِمَن يَشَاءُ وَمَن يُشْرِكْ بِاللّهِ فَقَدِ افْتَرَى إِثْماً عَظِيماً}

“Allah kendisine şirk koşulmayı asla affetmez, bunun dışındaki günahları ise dilediği kimseler için bağışlar. Kim Allah'a şirk koşarsa, doğrusu büyük bir günahla iftira etmiş olur.” (Nisa,48)

Bunu sağlayabilmek için de, Allah’ın (c.c) kitabında zikretmiş olduğu şu dört kaideyi bilmek gerekir:

1 - Birinci Kaide: Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in savaştığı kâfirler, Allah’ın yaratan, rızıklandıran, yeryüzünde olup biten işleri çeviren olduğunu kabul etmişlerdi, fakat bu ikrarları müslüman olmalarına yetmedi. Buna dair delil Allah’ın şu ayetidir:

{قُلْ مَنْ يَرْزُقُكُمْ مِنَ السَّمَاءِ وَالْأَرْضِ أَمَّنْ يَمْلِكُ السَّمْعَ وَالْأَبْصَارَ وَمَنْ يُخْرِجُ الْحَيَّ مِنَ الْمَيِّتِ وَيُخْرِجُ الْمَيِّتَ مِنَ الْحَيِّ وَمَنْ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ فَسَيَقُولُونَ اللَّهُ فَقُلْ أَفَلا تَتَّقُونَ}

“(Ey Muhammed!) De ki; Gökten ve yerden sizi rızıklandırıp duran kimdir? Yahut Kulak ve gözlerinize asıl sahip olan kimdir? Ölüden diriyi, diriden de ölüyü kim çıkarıyor? Bütün işleri bir düzen içinde kim idare ediyor? Onlar Allah'tır diyeceklerdir. De ki: o halde niçin sakınmıyorsunuz?” (Yunus–31)

2 – İkinci Kaide: Müşrikler şöyle diyordu: “ Biz ancak Allah’a yakınlaşmak ve şefaati elde etmek için onlara dua ediyor ve yöneliyoruz. Kurbet (yani Allah’a yakınlaşmak için putlarına ibadet etmeleri) hakkında Yüce Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

{وَالَّذِينَ اتَّخَذُوا مِنْ دُونِهِ أَوْلِيَاءَ مَا نَعْبُدُهُمْ إِلاَّ لِيُقَرِّبُونَا إِلَى اللَّهِ زُلْفَى إِنَّ اللَّهَ يَحْكُمُ بَيْنَهُمْ فِي مَا هُمْ فِيهِ يَخْتَلِفُونَ إِنَّ اللَّهَ لا يَهْدِي مَنْ هُوَ كَاذِبٌ كَفَّارٌ}

“Ondan başkasını veli edinenler, biz onlara ancak bizi Allah’a daha çok yaklaştırmaları için ibadet ediyoruz derler, Allah onların İhtilaf ettikleri hususlarda elbette hüküm verecektir. Elbette Allah yalancı ve kâfir olan kimseye hidayet etmez.” (Zümer–3)

(Müşriklerin) Şefaat (anlayışları) hakkında ise Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

{وَيَعْبُدُونَ مِنْ دُونِ اللَّهِ مَا لا يَضُرُّهُمْ وَلا يَنْفَعُهُمْ وَيَقُولُونَ هَؤُلاءِ شُفَعَاؤُنَا عِنْدَ اللَّهِ}

“Onlar Allah’ı bırakıp kendilerine ne zarar ne de fayda verebilecek şeylere tapıyorlar ve bunlar Allah katında bizim şefaatçilerimizdir diyorlar.” (Yunus–18)

Şefaat (Aracılık, yardım) menfi (reddedilen) ve de müsbet (kabul edilen) şefaat olmak üzere iki Kısımdır:

1- Menfi şefaat: (Reddedilen şefaat anlayışı) Allah’ın dışında kimsenin güç yetiremeyeceği hususlarda Allah’tan başkasından istenen şefaat. Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

{يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ أَنفِقُواْ مِمَّا رَزَقْنَاكُم مِّن قَبْلِ أَن يَأْتِيَ يَوْمٌ لاَّ بَيْعٌ فِيهِ وَلاَ خُلَّةٌ وَلاَ شَفَاعَةٌ وَالْكَافِرُونَ هُمُ الظَّالِمُونَ}

“Ey iman edenler! Kendisinden artık alış veriş dostluk ve kayırma bulunmayan gün (kıyamet) gelmeden önce size verdiğimiz rızıktan hayır yolunda harcayın. Kafirler zalimlerin ta kendisidir.” (Bakara–254)

2- Müspet şefaat: (Kabul edilen şefaat anlayışı) [Sadece Allah'ın kadir olduğu hususlarda] Allah’tan istenilen şefaattir. Allah, amelinden ve sözünden razı olduğu kimselere izninden sonra şefaat hakkı verir ve de bu şefaatçiye yapılmış bir ikramdır. Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

{مَن ذَا الَّذِي يَشْفَعُ عِنْدَهُ إِلاَّ بِإِذْنِهِ}

“O’nun izni olmadan O’nun yanında kim şefaat edebilir.” (Bakara–255)

3 - Üçüncü Kaide: Allah’ın Resulü sallallahu aleyhi ve sellem çeşitli ilahlara tapan insanlara gönderildi. Onlardan bazıları nebilere, bazıları salih kimselere, bazıları ağaçlara, bazıları taşlara, bazıları güneşe, bazıları aya tapmaktaydı. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem ise aralarında hiçbir fark görmeden hepsine savaş açtı. Yüce Allah şöyle buyuruyor:

{وَقَاتِلُوهُمْ حَتَّى لا تَكُونَ فِتْنَةٌ وَيَكُونَ الدِّينُ كُلُّهُ لِلَّهِ}

“Fitne ortadan kalkıncaya ve din tamamen Allah’ın oluncaya kadar onlarla savaşın!” (Enfal–39)

a - Güneşe ve aya ibadet edenler hakkında Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

{وَمِنْ آيَاتِهِ اللَّيْلُ وَالنَّهَارُ وَالشَّمْسُ وَالْقَمَرُ لا تَسْجُدُوا لِلشَّمْسِ وَلا لِلْقَمَرِ وَاسْجُدُوا لِلَّهِ الَّذِي خَلَقَهُنَّ إِنْ كُنْتُمْ إِيَّاهُ تَعْبُدُونَ}

"Gece ile gündüz güneş ile ay O'nun ayetlerindendir. Güneşe ve aya secde etmeyin. Eğer yalnız Allah'a ibadet etmek istiyorsanız, bunları yaratana secde edin." (Fussilet: 41/37)

b - Meleklere ibadet edenler hakkında Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

{وَلا يَأْمُرَكُمْ أَنْ تَتَّخِذُوا الْمَلائِكَةَ وَالنَّبِيِّينَ أَرْبَاباً}

"Allah size melekleri ve peygamberleri rabler edinmenizi emretmez.” (Ali-İmran–80)

c - Rasullere ibadet edenler hakkında Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

{وَإِذْ قَالَ اللَّهُ يَا عِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ أَأَنْتَ قُلْتَ لِلنَّاسِ اتَّخِذُونِي وَأُمِّيَ إِلَهَيْنِ مِنْ دُونِ اللَّهِ قَالَ سُبْحَانَكَ مَا يَكُونُ لِي أَنْ أَقُولَ مَا لَيْسَ لِي بِحَقٍّ إِنْ كُنْتُ قُلْتُهُ فَقَدْ عَلِمْتَهُ تَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِي وَلا أَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِكَ إِنَّكَ أَنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ}

"Allah: "Ey Meryemoğlu İsa! İnsanlara, Allah'ı bırakıp beni ve annemi iki ilah edinin, diye sen mi söyledin?" dediğinde: "Seni tenzih ederim, hakkım olmayan bir sözü söylemek bana yakışmaz. Eğer öyle söylemişsem, Sen onu bilirsin. Sen benim nefsimde olanı bilirsin, ama ben Senin nefsinde olanı bilmem. Gerçekten, gaybleri bilen Sensin Sen. (Maide: 5/116)

d - Salih kimselere tapanlar hakkında Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

{أُولَئِكَ الَّذِينَ يَدْعُونَ يَبْتَغُونَ إِلَى رَبِّهِمُ الْوَسِيلَةَ أَيُّهُمْ أَقْرَبُ وَيَرْجُونَ رَحْمَتَهُ وَيَخَافُونَ عَذَابَهُ إِنَّ عَذَابَ رَبِّكَ كَانَ مَحْذُوراً }

"O yalvardıkları da Rabblerine yaklaşmak için vesile ararlar; O'nun rahmetini umar, azabından korkarlar. Çünkü Rabbinin azabı, cidden korkunçtur. " (İsra: 17/56-57)

e - Taş ve ağaçlara ibadet edenler hakkında Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

{أَفَرَأَيْتُمُ اللاَّتَ وَالْعُزَّى وَمَنَاةَ الثَّالِثَةَ الأُخْرَى}

"Gördünüz mü o Lat ve Uzza'yi ve üçüncü put olan Menat'ı? " (Necm: 53/19-20)

عَنْ أَبِي وَاقِدٍ اللَّيْثِيِّ، قَالَ: كُنَّا مَعَ رَسُولِ اللَّهِ بِحُنَيْنٍ، وَنَحْنُ حَدِيثُو عَهْدٍ بِكُفْرٍ، فَمَرَرْنَا عَلَى شَجَرَةٍ يَضَعُ الْمُشْرِكُونَ عَلَيْهَا أَسْلِحَتَهُمْ، يُقَالُ لَهَا: ذَاتُ أَنْوَاطٍ، فَقُلْنَا: يَا رَسُولَ اللَّهِ،"اجْعَلْ لَنَا ذَاتَ أَنْوَاطٍ كَمَا لَهُمْ ذَاتُ أَنْوَاطٍ، فَقَالَ: اللَّهُ أَكْبَرُ، قُلْتُمْ كَمَا قَالَ أَهْلُ الْكِتَابِ لِمُوسَى عَلَيْهِ السَّلامُ: اجْعَلْ لَنَا إِلَهًا كَمَا لَهُمْ آلِهَةٌ، ثُمَّ قَالَ رَسُولُ اللَّهِ: إِنَّكُمْ سَتَرْكَبُونَ سَنَنَ مَنْ كَانَ قَبْلَكُمْ "



Ebu Vakıd El-Leysi şöyle diyor:

"Rasulullah (s.a.s) ile Huneyn'e çıktık. Biz henüz küfürden yeni dönmüştük. Müşriklerin, silahlarını astıkları bir ağaçları vardı. Buna "Zatı Envat" denilirdi. İşte biz de bu ağacın olduğu yere geldik. Burada Rasulullah (s.a.s)'e: "Bize müşriklerin bu zatı Envatları gibi bir Zatu envat tayin et " dedik. Bunun üzerine Rasulullah (s.a.s) şöyle buyurdu: "Allahu Ekber! Varlığım elinde olan Allah'a yemin ederim ki, şu sözünü ettiğiniz şey tıpkı, Ehli kitabın (yani İsrailoğullarının) Musa (as)'a: "Ey Musa! Onların ilahları gibi, bize bir ilah yap!" (Araf: 7/138-140) demelerine benziyor. Nefsim elinde olan Allah'a yemin olsun ki, siz sizden öncekilerin yolunu olduğu gibi takip edeceksiniz."

4 - Dördüncü Kaide: Şüphesiz günümüzdeki müşriklerin şirki önceki müşriklerin şirkinden daha şiddetlidir. Çünkü önceki müşrikler refahta Allah’a şirk koşmaya başlarlardı, sıkıntı anında şirkten sakınır sadece Allah’a yönelirlerdi. Günümüzün müşrikleri ise rahatlık olsun, sıkıntı olsun her hallerinde Allah’a ortak koşmaktadır.

Yüce Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

{فَإِذَا رَكِبُوا فِي الْفُلْكِ دَعَوُا اللَّهَ مُخْلِصِينَ لَهُ الدِّينَ فَلَمَّا نَجَّاهُمْ إِلَى الْبَرِّ إِذَا هُمْ يُشْرِكُونَ}

“Onlar gemiye binip tehlikelerle yüz yüze geldiklerinde Dini yalnız Allah’a has kılarak o’na yalvarırlar. Fakat Allah kendilerini Sağ salim karaya çıkarıp kurtarınca da hemen Allah’a şirk (ortak) koşmaya başlarlar.” (Ankebut–65)

{وَمَنْ أَضَلُّ مِمَّنْ يَدْعُو مِنْ دُونِ اللَّهِ مَنْ لَا يَسْتَجِيبُ لَهُ إِلَى يَوْمِ الْقِيَامَةِ وَهُمْ عَنْ دُعَائِهِمْ غَافِلُونَ}

"Allah’dan başka kendisine kıyamete kadar cevap veremeyecek olan ve kendilerine yapılan duadan habersiz olan kimselere dua eden kişiden daha sapık kim olabilir?" (Ahkaf: 5)

Allah en doğrusunu bilendir. Rasulullah’a, ailesine ve ashabına salat u selam olsun.

 



Muhammed Bin Abdilvahhab







İslamda aile hukuku, eşler arası anlaşmazlıklara çözüm önerileri
İslam'da aile hayatı
Teyemmüm, hayız ve nifas la ilgili fıkhi hükümler.
Hayız ve Nifas
Hanım Sahabeler
Hanım Sahabeler
Hayatus Sahabe
Hayatus Sahabe
Öğüt alan var mı?
Öğüt alan var mı?
Peygamberimizin Mucizeleri
(s.a.v.)'in Mucizeleri
Peygamberimizin Mucizeleri
Esma'ul Hüsna
Kabe'den Canlı Yayın
Kabe'den Canlı
Canlı Radyo Dinle
Online Radyo Dinle
Kendimi Tanıyorum
Kendimi Tanıyorum
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol